Afetlerin Zararlarını Azaltmak: Birlikte Öğrendiğimiz Dersler, Birlikte Kurduğumuz Dayanıklılık
Selam forumdaşlar,
Bu başlığı açarken içimde hem bir sızı hem de güçlü bir umut var. Sızı; yaşadığımız depremler, seller, yangınlar ve sonrasında duyduğumuz kayıplar… Umut ise aynı fotoğrafa bir kez daha bakıp “Buradan daha sağlam çıkabiliriz” diyebilmemiz. Burayı bir sınıf değil, bir sohbet halkası gibi düşünün: Her birimizin anlatacağı bir anı, ekleyeceği bir ipucu, elinden tutacağı bir komşu var. “Afetlerin zararlarını azaltmak için neler yapabiliriz?” sorusunu, sadece mühendislere ya da karar vericilere bırakmadan; mahallesinden, okulundan, işyerinden, evinin balkonundan sorumluluk alan sıradan ama cesur insanlar olarak konuşalım.
Kökenler: Afet Değil, Kırılganlık Öldürür
Afetlerin kökenine indiğimizde, doğanın “tehdidi” ile toplumun “kırılganlığı” çarpışıyor. Deprem, sel, fırtına… Bunlar doğanın gerçekleri. Can yakan kısmı ise çoğu zaman hatalı yerleşim, zayıf yapı stoku, yetersiz hazırlık, kopuk sosyal ağlar. Yani doğa tehlike üretir; felaketi biz inşa ederiz.
Bu yüzden ilk ders: Afet riskini azaltmak, bir jeoloji meselesi kadar bir sosyoloji, planlama ve etik meselesidir.
Bugün: Strateji ve Empatinin Ortak Masası
Erkeklerin genellikle stratejik ve çözüm odaklı baktığı; kadınların ise empati ve toplumsal bağları güçlendirme üzerinden yaklaşabildiği söylenir. Bu iki merceğin birlikte çalışması, resmin tamamını görmemizi sağlıyor.
- Stratejik bakış: Risk haritaları, yapı envanteri, kritik altyapıların (su, enerji, haberleşme) dayanıklılığı, erken uyarı sistemleri ve sigorta mekanizmaları.
- Empatik-toplulukçu bakış: Mahalle dayanışma grupları, kırılgan gruplar için erişilebilir planlar (engelliler, yaşlılar, çocuklar), psikososyal destek, ev ziyaretleri, birlikte tatbikat yapmak.
Biri planı çizer, diğeri o planın insan kalbine dokunmasını sağlar. Afetlerin zararını azaltmak, bu iki yaklaşımın el sıkışmasıyla mümkün.
Somut Adımlar: Mahalleden Başlayan Direnç
1. Riskleri görünür kılın: Mahallenizin zemin yapısı, sel yatağına yakınlığı, toplanma alanı, kaçış rotaları; hepsini bir duvara asın. Haritaları büyütün, herkes görsün.
2. Yapı güvenliği: Kolon-kirişlerin durumu, kaçak kat, çürük zemin… Binanızın deprem performansını ölçtürmek ve gerekiyorsa güçlendirmek en büyük can kurtarıcı.
3. Acil durum çantası (72 saat kuralı): Su, kuru gıda, ilaç, yedek gözlük, piller, powerbank, ısı tutan battaniye, düdük, temel hijyen malzemeleri. Ailede herkesin çantası ayrı ve erişilebilir olsun.
4. Erken uyarı ve bildirim zinciri: Telefonlarda aynı afet uygulamaları kurulu olsun. Mahalle WhatsApp/telegram grupları, SMS yedek planı, telsiz altyapısı.
5. Tatbikat, tatbikat, tatbikat: İş yerinde, okulda, apartmanda yılda en az iki kez. “Eğil-kapan-tutun” içgüdüye dönüşene kadar.
6. İlk yardım ve yangın eğitimi: Her apartmandan en az iki kişi temel ilk yardım ve söndürücü kullanma eğitimi alsın. Taşınabilir yangın söndürücüler görünür ve erişilebilir olsun.
7. Kırılgan gruplar için özel listeler: Bakıma ihtiyaç duyan komşular, yalnız yaşayan yaşlılar, evcil hayvanlar. “Kapı kapı kontrol” görev listesi önceden paylaşılsın.
8. Sigorta ve finansal yastık: Zor günler sadece fiziksel değil, ekonomik yıkım getirir. Zorunlu/ek sigortalar, aile acil fonu, mahalle dayanışma sandığı.
9. Doğa tabanlı çözümler: Sel için geçirgen zeminler, yağmur bahçeleri, dere kenarında tampon yeşil kuşaklar; sıcak dalgaları için gölgeleme ve ağaçlandırma.
10. Açık veri ve şeffaflık: Belediyelerin risk verileriyle sivil girişimlerin haritaları birleşsin. Gençler, üniversite kulüpleri bu verileri okunur infografiklere dönüştürsün.
Beklenmedik Alanlar: Oyunlardan Festivallere, Davranış Ekonomisinden Mutfaklara
- Oyunlaştırma: Çocuklar ve gençler için afet senaryolarını bir “kaçış oyunu”na çevirin. Her doğru hamle puan, her riskli davranış puan kaybı. Sonunda gerçek hayata dönük bir kontrol listesi verin.
- Müzik festivalleri/maçlar: Büyük kalabalıkların toplandığı etkinlikler, afet anında mikro eğitim sahalarıdır. Organizasyon girişinde 60 saniyelik kaçış rotası videosu, sonrasında quiz ile hediye kuponu.
- Davranış ekonomisi: Zihin “şimdi”yi ödüllendirir. Güçlendirme pahalı ve uzak bir hedef gibi görünür. Bu yüzden “küçük adım/küçük ödül” kuralını kullanın: Bugün yangın söndürücü alana komşu indirimi, tatbikata katılana kafeden kahve kuponu.
- Mutfakta afet hazırlığı: Uzun ömürlü, dönüştürülebilir tarifler; su tasarrufu sağlayan pişirme yöntemleri; gaz kesilirse kullanılacak alternatif pişirme setleri (kamp ocağı + güvenlik kuralları).
- Topluluk mutabakatı: Apartman yönetmeliğine “yılda iki tatbikat” ve “acil durum görevlisi” maddesi eklenir. Görevler rotasyonla dağıtılır; herkes “sahiplik” hisseder.
Teknoloji: Basit Olan Kazanır
Drone’lar, sensörler, sismik ağlar, mikro şebekeler… Hepsi şahane. Ama afet anında basit ve çalışır çözümler hayat kurtarır:
- Pil ile çalışan radyo ve el feneri,
- Kağıt üzerinde adres/telefon listeleri,
- Binanın girişine asılmış “acil durum planı”nın basılı kopyaları,
- Yedek mekanik anahtarlar (parmak izi/elektronik kilitlerin yedeği).
Yüksek teknoloji hazırlıkla buluşsun, ama “düşük teknolojinin” sadeliği yedek planda dursun.
Erkeklerin Stratejisi, Kadınların Köprüleri
Bir örnek düşünelim: Deprem sonrası mahalle meydanı.
- Stratejik ekip (çoğunlukla erkeklerin yöneldiği rol): Çadır kurulumu, temiz su ve hijyen istasyonu, enerji paylaşım planı, sahadaki haritalama.
- Topluluk ekibi (çoğunlukla kadınların öne çıktığı rol): Çocuk alanı, ortak mutfak, yaşlı ve engelli bakım koordinasyonu, psikososyal destek masası, “kayıt–bul” panosu.
Roller esnek; herkes her şeyi yapabilir. Ama bu iki çizginin uyumu, sahayı yaşanabilir kılar. “Güç + Şefkat” yan yana durduğunda iyileşme hızlanır.
Gelecek: İklim, Göç ve Şehirlerin Yeni Ahlakı
Önümüzdeki yıllar daha sıcak, daha değişken ve zaman zaman daha öngörülemez olacak. Seller kıyıları yoklarken, sıcak dalgaları kentlerin nefesini kesecek. Bu yeni çağda şehirlerin “ahlakı” değişmek zorunda:
- Yüksek riskli alanlarda yeni yapılaşmadan kaçınmak,
- Kamusal gölgeleme, soğutucu yeşil koridorlar,
- Mahalle bazlı enerji/yiyecek mikro-altyapıları (güneş panelleri, yağmur suyu hasadı, topluluk bostanları),
- Göçmenleri dışlamayan kapsayıcı afet planları.
Dayanıklılık, sadece teknik bir kelime değil; komşuyu kucaklayan bir şehir kültürü.
Kapanış: Birlikte Başlayan Küçük İşler, Büyük Sonuçlar
Bir binanın kolonlarını güçlendirmek bir mühendisin işi olabilir; ama o kararı almak, apartman WhatsApp grubunda ikna etmek, masrafı ortaklaştırmak hepimizin sorumluluğu. Bir tatbikatın başlat düğmesine biri basar; ama çıkışta birbirimize “Neredeydin?” diye bakmadan güvenle buluşmak kolektif bir yetenek.
Afetleri durduramayız; fakat zararlarını ciddi biçimde azaltabiliriz. Bunun yolu, planı kalpten, kalbi plandan ayırmamaktan geçiyor.
Siz Ne Dersiniz, Forumdaşlar?
- Mahallenizde ilk atacağınız adım ne olur: Risk haritası mı, tatbikat mı, ortak çanta atölyesi mi?
- “Küçük ödüllerle” hazırlık davranışını artırmak sizce işe yarar mı; hangi ödüller motive eder?
- Kadınların kurduğu sosyal köprülerle erkeklerin stratejik planını nasıl daha iyi birleştiririz?
- Beklenmedik hangi alanı (oyunlar, festivaller, mutfak, spor kulüpleri, işyeri ligleri) bu işe dâhil edebiliriz?
Hadi bu başlığı yaşayan bir kılavuza çevirelim. Birimizin fikri, diğerimizin hayatını kurtarabilir.
Selam forumdaşlar,
Bu başlığı açarken içimde hem bir sızı hem de güçlü bir umut var. Sızı; yaşadığımız depremler, seller, yangınlar ve sonrasında duyduğumuz kayıplar… Umut ise aynı fotoğrafa bir kez daha bakıp “Buradan daha sağlam çıkabiliriz” diyebilmemiz. Burayı bir sınıf değil, bir sohbet halkası gibi düşünün: Her birimizin anlatacağı bir anı, ekleyeceği bir ipucu, elinden tutacağı bir komşu var. “Afetlerin zararlarını azaltmak için neler yapabiliriz?” sorusunu, sadece mühendislere ya da karar vericilere bırakmadan; mahallesinden, okulundan, işyerinden, evinin balkonundan sorumluluk alan sıradan ama cesur insanlar olarak konuşalım.
Kökenler: Afet Değil, Kırılganlık Öldürür
Afetlerin kökenine indiğimizde, doğanın “tehdidi” ile toplumun “kırılganlığı” çarpışıyor. Deprem, sel, fırtına… Bunlar doğanın gerçekleri. Can yakan kısmı ise çoğu zaman hatalı yerleşim, zayıf yapı stoku, yetersiz hazırlık, kopuk sosyal ağlar. Yani doğa tehlike üretir; felaketi biz inşa ederiz.
Bu yüzden ilk ders: Afet riskini azaltmak, bir jeoloji meselesi kadar bir sosyoloji, planlama ve etik meselesidir.
Bugün: Strateji ve Empatinin Ortak Masası
Erkeklerin genellikle stratejik ve çözüm odaklı baktığı; kadınların ise empati ve toplumsal bağları güçlendirme üzerinden yaklaşabildiği söylenir. Bu iki merceğin birlikte çalışması, resmin tamamını görmemizi sağlıyor.
- Stratejik bakış: Risk haritaları, yapı envanteri, kritik altyapıların (su, enerji, haberleşme) dayanıklılığı, erken uyarı sistemleri ve sigorta mekanizmaları.
- Empatik-toplulukçu bakış: Mahalle dayanışma grupları, kırılgan gruplar için erişilebilir planlar (engelliler, yaşlılar, çocuklar), psikososyal destek, ev ziyaretleri, birlikte tatbikat yapmak.
Biri planı çizer, diğeri o planın insan kalbine dokunmasını sağlar. Afetlerin zararını azaltmak, bu iki yaklaşımın el sıkışmasıyla mümkün.
Somut Adımlar: Mahalleden Başlayan Direnç
1. Riskleri görünür kılın: Mahallenizin zemin yapısı, sel yatağına yakınlığı, toplanma alanı, kaçış rotaları; hepsini bir duvara asın. Haritaları büyütün, herkes görsün.
2. Yapı güvenliği: Kolon-kirişlerin durumu, kaçak kat, çürük zemin… Binanızın deprem performansını ölçtürmek ve gerekiyorsa güçlendirmek en büyük can kurtarıcı.
3. Acil durum çantası (72 saat kuralı): Su, kuru gıda, ilaç, yedek gözlük, piller, powerbank, ısı tutan battaniye, düdük, temel hijyen malzemeleri. Ailede herkesin çantası ayrı ve erişilebilir olsun.
4. Erken uyarı ve bildirim zinciri: Telefonlarda aynı afet uygulamaları kurulu olsun. Mahalle WhatsApp/telegram grupları, SMS yedek planı, telsiz altyapısı.
5. Tatbikat, tatbikat, tatbikat: İş yerinde, okulda, apartmanda yılda en az iki kez. “Eğil-kapan-tutun” içgüdüye dönüşene kadar.
6. İlk yardım ve yangın eğitimi: Her apartmandan en az iki kişi temel ilk yardım ve söndürücü kullanma eğitimi alsın. Taşınabilir yangın söndürücüler görünür ve erişilebilir olsun.
7. Kırılgan gruplar için özel listeler: Bakıma ihtiyaç duyan komşular, yalnız yaşayan yaşlılar, evcil hayvanlar. “Kapı kapı kontrol” görev listesi önceden paylaşılsın.
8. Sigorta ve finansal yastık: Zor günler sadece fiziksel değil, ekonomik yıkım getirir. Zorunlu/ek sigortalar, aile acil fonu, mahalle dayanışma sandığı.
9. Doğa tabanlı çözümler: Sel için geçirgen zeminler, yağmur bahçeleri, dere kenarında tampon yeşil kuşaklar; sıcak dalgaları için gölgeleme ve ağaçlandırma.
10. Açık veri ve şeffaflık: Belediyelerin risk verileriyle sivil girişimlerin haritaları birleşsin. Gençler, üniversite kulüpleri bu verileri okunur infografiklere dönüştürsün.
Beklenmedik Alanlar: Oyunlardan Festivallere, Davranış Ekonomisinden Mutfaklara
- Oyunlaştırma: Çocuklar ve gençler için afet senaryolarını bir “kaçış oyunu”na çevirin. Her doğru hamle puan, her riskli davranış puan kaybı. Sonunda gerçek hayata dönük bir kontrol listesi verin.
- Müzik festivalleri/maçlar: Büyük kalabalıkların toplandığı etkinlikler, afet anında mikro eğitim sahalarıdır. Organizasyon girişinde 60 saniyelik kaçış rotası videosu, sonrasında quiz ile hediye kuponu.
- Davranış ekonomisi: Zihin “şimdi”yi ödüllendirir. Güçlendirme pahalı ve uzak bir hedef gibi görünür. Bu yüzden “küçük adım/küçük ödül” kuralını kullanın: Bugün yangın söndürücü alana komşu indirimi, tatbikata katılana kafeden kahve kuponu.
- Mutfakta afet hazırlığı: Uzun ömürlü, dönüştürülebilir tarifler; su tasarrufu sağlayan pişirme yöntemleri; gaz kesilirse kullanılacak alternatif pişirme setleri (kamp ocağı + güvenlik kuralları).
- Topluluk mutabakatı: Apartman yönetmeliğine “yılda iki tatbikat” ve “acil durum görevlisi” maddesi eklenir. Görevler rotasyonla dağıtılır; herkes “sahiplik” hisseder.
Teknoloji: Basit Olan Kazanır
Drone’lar, sensörler, sismik ağlar, mikro şebekeler… Hepsi şahane. Ama afet anında basit ve çalışır çözümler hayat kurtarır:
- Pil ile çalışan radyo ve el feneri,
- Kağıt üzerinde adres/telefon listeleri,
- Binanın girişine asılmış “acil durum planı”nın basılı kopyaları,
- Yedek mekanik anahtarlar (parmak izi/elektronik kilitlerin yedeği).
Yüksek teknoloji hazırlıkla buluşsun, ama “düşük teknolojinin” sadeliği yedek planda dursun.
Erkeklerin Stratejisi, Kadınların Köprüleri
Bir örnek düşünelim: Deprem sonrası mahalle meydanı.
- Stratejik ekip (çoğunlukla erkeklerin yöneldiği rol): Çadır kurulumu, temiz su ve hijyen istasyonu, enerji paylaşım planı, sahadaki haritalama.
- Topluluk ekibi (çoğunlukla kadınların öne çıktığı rol): Çocuk alanı, ortak mutfak, yaşlı ve engelli bakım koordinasyonu, psikososyal destek masası, “kayıt–bul” panosu.
Roller esnek; herkes her şeyi yapabilir. Ama bu iki çizginin uyumu, sahayı yaşanabilir kılar. “Güç + Şefkat” yan yana durduğunda iyileşme hızlanır.
Gelecek: İklim, Göç ve Şehirlerin Yeni Ahlakı
Önümüzdeki yıllar daha sıcak, daha değişken ve zaman zaman daha öngörülemez olacak. Seller kıyıları yoklarken, sıcak dalgaları kentlerin nefesini kesecek. Bu yeni çağda şehirlerin “ahlakı” değişmek zorunda:
- Yüksek riskli alanlarda yeni yapılaşmadan kaçınmak,
- Kamusal gölgeleme, soğutucu yeşil koridorlar,
- Mahalle bazlı enerji/yiyecek mikro-altyapıları (güneş panelleri, yağmur suyu hasadı, topluluk bostanları),
- Göçmenleri dışlamayan kapsayıcı afet planları.
Dayanıklılık, sadece teknik bir kelime değil; komşuyu kucaklayan bir şehir kültürü.
Kapanış: Birlikte Başlayan Küçük İşler, Büyük Sonuçlar
Bir binanın kolonlarını güçlendirmek bir mühendisin işi olabilir; ama o kararı almak, apartman WhatsApp grubunda ikna etmek, masrafı ortaklaştırmak hepimizin sorumluluğu. Bir tatbikatın başlat düğmesine biri basar; ama çıkışta birbirimize “Neredeydin?” diye bakmadan güvenle buluşmak kolektif bir yetenek.
Afetleri durduramayız; fakat zararlarını ciddi biçimde azaltabiliriz. Bunun yolu, planı kalpten, kalbi plandan ayırmamaktan geçiyor.
Siz Ne Dersiniz, Forumdaşlar?
- Mahallenizde ilk atacağınız adım ne olur: Risk haritası mı, tatbikat mı, ortak çanta atölyesi mi?
- “Küçük ödüllerle” hazırlık davranışını artırmak sizce işe yarar mı; hangi ödüller motive eder?
- Kadınların kurduğu sosyal köprülerle erkeklerin stratejik planını nasıl daha iyi birleştiririz?
- Beklenmedik hangi alanı (oyunlar, festivaller, mutfak, spor kulüpleri, işyeri ligleri) bu işe dâhil edebiliriz?
Hadi bu başlığı yaşayan bir kılavuza çevirelim. Birimizin fikri, diğerimizin hayatını kurtarabilir.