Elif Şafak Kimdir? Hayatı ve Eserleri

Hasan

New member
Elif Şafak, son dönem edebiyat piyasasının özellikle romanlarıyla popüler olmuş bir ismidir. Elif Şafak, edebiyatımızın son dönem yazarlarından belki de kitapları en çok okunan ismidir. Sizler için Elif Şafak'ın eserleri, Elif Şafak'ın hayatı, Elif Şafak'ın romanlarını geniş bir yazıyla ele aldık. İyi okumalar dileri.

Elif Şafak Kimdir? Elif Şafak'ın Hayatı
Elif Şafak, 25.10.1971’de Nuri Bilgin ve Şafak Atayman’ın çocukları olarak Strasburg’da doğmuştur. Babası sosyal psikolog ve akademisyen, annesi ise diplomattır. Şafak, babasının Strasburg’da doktora yaptığı sırada doğmuştur ama doğduktan kısa bir süre sonra annesi ve babası ayrılmıştır. Şafak, annesi tarafından büyütülmüştür. Tek çocuktur. Annesi bir daha evlenmemiştir.

Babasız büyümek Şafak’ta derin izler bırakmıştır. Elif Şafak, babasıyla hayatı boyunca çok az görüşmüştür. Babası Şafak için, “boşluk. Baba kelimesinin benim lügatimdeki karşılığı boşluk. İyi ya da kötü değil. Sadece boşluk”. anlamına gelmektedir. Bu durumun en büyük zararı Şafak’ın özel ilişkilerinde olmuştur. Şafak’ın babasının eksikliği, kendisine hayatı boyunca idare edememe ve otorite boşluğu olarak yansımıştır. Elif Şafak’ın romanlarındaki kişilerde de “baba” söz konusu olduğunda bir boşluk vardır. Ya babaları ölmüştür. Ya da Baba ve Piç’te olduğu gibi babası bilinmemektedir.

Annesi, boşandıktan sonra Şafak’la beraber Türkiye’ye dönmüştür. Şafak’ı annesi ve onun yanında bulunan anneannesi büyütmüştür. Babasından uzak yaşaması, annesinin sürekli çalışması ve anneannesiyle arasındaki nesil farkı Şafak’ı kendi dünyasına çekilmeye ve yalnızlığa itmiştir. Yazar, bu durumu bir röportajında şu şekilde ifade etmiştir: “Annem eğitimli, Batılı, modern, çalışan ve dul bir kadındı; anneannem ise daha Doğulu, sözlü kültüre hâkim, batıl inançları olan bir insandı. Dolayısıyla bu iki zıt kadının uyumunu görerek büyüdüm. Yalnız bir çocukluk ve gençlik geçirdim. Hep insanları gözlemledim. Kitaplar bana yoldaş ve sırdaş oldu”. Şafak’ın annesi feminist, mücadeleci, çalışan, eğitimli ve Batılı bir kadındır. Anneannesi ise Doğu kültürüne bağlı bir ev kadınıdır. Bu iki farklı insan ve iki farklı kültür arasındaki ikilem Elif Şafak’ın hayatını ve düşünce dünyasını oldukça etkilemiştir. Şafak, çocukluğunda çoğunlukla anneannesiyle zaman geçirmiştir. Anneannesinin özel yeteneklerinden dolayı eve sürekli mahalle kadınları gelmektedir. Şafak, çocukluğunda etkilendiği mahalle kadınlarını ve anne kavramı karmaşasını şu şekilde anlatır: “Zaten anneme bir süre ‘Abla’ demişim. Çünkü benim tanıdığım anneler, yemek yapan, birilerine komşuluğa giden, un kurabiyeleri pişiren kadınlardı. Annemse çalışmak zorundaydı”. Şafak feminist, Batılı, eğitimli ve modern annesiyle ev hanımı, dedikoducu, batıl inanışları olan bu kadınlar arasında kalmıştır. Şafak, için annesi her ne kadar çocukluğunun bir döneminde “abla”dan ibaret olsa da annesi Şafak için çok önemlidir. Hatta soyadı olarak babasının soyadını tercih etmeyen yazar, annesinin adı olan “Şafak”ı soyadı olarak kullanmıştır.

Elif Şafak, annesinin görevi dolayısıyla çocukluğunu ve gençliğini Ankara, Madrid, Amman, Köln, İstanbul, Boston, Michigan ve Arizona gibi şehirlerde geçirmiştir. Bu şehirler yazarda derin izler bırakmıştır. Bir röportajında bu durumu şu şekilde anlatır: “Bütün bu şehirler, seyahatler bende birçok iz bıraktı. Henüz çocukken aidiyet, kimlik gibi kavramlar üzerine düşünmem gerekti. Romanlarımda bu tür konuları sorgulamam tesadüf değildir”. Yani çocukluğunda ve gençliğinde Doğu ve Batı’da pek çok şehirde yaşamış olması Şafak’ta kimlik bunalımına ve evrensellik duygusunun ön plana çıkmasına sebep olmuştur. Şafak, okuduğu okullarda bazen tek Türk öğrenci olmuştur. Bu yüzden de bazen aşağılanmalara, hakaretlere maruz kalmıştır. Diğer öğrenciler pek çok basit sebepten yazarımızla bazen dalga geçmişler bazen de hakaret etmişlerdir. Bu suçlamaların gerekçeleri bazen Cervantes’in kolunun Türkler tarafından kesilmesi bazen de Papa’nın bir Türk tarafından suikasta uğraması olmuştur. Hatta Papa suikastını bir Türkün yapmasından dolayı kendisine “Pope-killer (Papa katili)” lakabı takılmıştır. Şafak, tüm bu şehirlerde Türk olduğunu hissetse de kendisini tam olarak Türkiye’ye ait de görememiştir. Elif Şafak, kendisini “göçebe ruhlu” olarak tanımlamaktadır. Ayrıca Şafak, romanlarının bir kısmını İngiltere’de yazmıştır. Ama İstanbul olmadan da yapamamaktadır. Çocukluğunu ve gençliğini pek çok şehirde yaşamış olması onda bir şehre ya da ülkeye bağlı kalma duygusunun önüne geçmiştir. O evrensel bir yazardır. Bir röportajında şu ifadeleri kullanmıştır: “Aynı katı, kat’i evren. Bense hep su gibi olsun isterim kimlikler, akışkan ve değişken, durmasın bir kapta, geçişlilikler olsun kimlikler arasında.”

İlkokulu Ankara’da, ortaokulu Madrid’te liseyi de Ankara’da okumuştur. Madrid’teki yılları sırasında İspanyolcayı ikinci yabancı dili hâline getirmiştir (Meçoğlu, 2014). Yazar, ODTÜ’de Uluslararası İlişkiler Bölümünü bitirir ve Yüksek Lisansını aynı üniversitede Kadın Çalışmaları Bölümünde, doktorasını ise yine ODTÜ’de Siyaset Bilimi alanında tamamlar. Eyüp Can Sağlık ile 2005 yılında evlenen Elif Şafak’ın, Emir Zahir Sağlık ve Şehrazat Zelda Sağlık adında iki çocuğu vardır. 2006 yılında yayınlamış olduğu Baba ve Piç romanında Türklüğe hakaret ettiği suçlamasıyla hakkında dava açılmıştır. Fakat ilk celsede beraat etmiştir. Şafak bu durumu bir yazısında yorumlarken kendisini okumadan yargılayanların değil yalnızca okurunun görüşlerini önemsediğini ifade etmektedir. Şafak, kitapları haricinde pek çok gazete ve dergide de yazı yazmıştır. Bazı dönemlerde Arizona, Michigan gibi üniversitelerde akademisyenlik yapmıştır. Ayrıca yerli ve yabancı düzeyde pek çok ödüle layık görülmüş ve pek çok kurumdan edebiyat unvanı almıştır.
 
Üst