Emre
New member
İlon Hangi Aydır? Astrolojik Bir Kavramdan Fazlası mı?
Kimi zaman gökyüzüyle ilgili bir sohbetin ortasında “İlon ayında doğdum” cümlesi duyulduğunda, masada kısa bir sessizlik olur. Çünkü çoğu kişi “İlon hangi aydır?” sorusunun net bir cevabını bilmez. Aslında “İlon”, halk arasında kullanılan eski bir isimlendirmedir; bazı kaynaklarda Ağustos veya Eylül aylarını ifade eder. Ancak bu yazı, yalnızca bir takvim tartışması değil — aynı zamanda insanların “zamanı ve mevsimi algılama biçimi” üzerine sosyolojik ve duygusal bir analizdir.
Bu forum yazısında, “İlon ayı” kavramına hem erkeklerin veri odaklı, hem de kadınların duygusal ve toplumsal bakış açılarıyla yaklaşacağız. Amacım, klişelere düşmeden, farklı deneyimlerin aynı kavrama nasıl farklı anlamlar yüklediğini göstermek. Siz de kendi bakışınızı paylaşarak tartışmayı zenginleştirebilirsiniz.
---
İlon’un Kökeni ve Tarihsel Bağlamı
“İlon” kelimesi, eski Anadolu ve Balkan takvimlerinde Ağustos ile Eylül arasındaki dönemi tanımlar. Özellikle köylü takvimlerinde “İlon girdi mi, yaz bitti” denir; yani hasatın sonu, kış hazırlıklarının başlangıcıdır.
Kaynak: Türk Halk Takvimleri Üzerine Bir İnceleme (TDK Yayınları, 2017).
Bu dönem, tarıma dayalı toplumlarda yalnızca mevsim değişimini değil, emeğin tamamlanmasını ve dinlenmenin başlamasını simgeler. Dolayısıyla “İlon”, sadece bir ay değil; doğanın döngüsüyle insan emeğinin kesişim noktasıdır.
---
Erkeklerin Bakışı: Ölçülebilir Gerçekler, Takvimsel Netlik
Forumlarda yapılan tartışmalarda erkek kullanıcıların çoğu, “İlon hangi ay?” sorusunu objektif bir tanım arayışıyla yanıtlıyor. Örneğin biri şöyle yazıyor:
> “İlon, Rumi takvime göre Ağustos’un ikinci yarısı ile Eylül’ün ilk haftalarına denk gelir. Tarım verileri bunu destekliyor.”
Bu yaklaşım, ölçülebilir verilere, tarihsel belgeler ve meteorolojik istatistiklere dayanır.
Örneğin Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) 1980–2020 arası sıcaklık ortalamalarına göre Türkiye’de Ağustos’un sonu, sıcaklık düşüşünün başladığı dönemdir. Yani bilimsel olarak da “İlon”un son yaz – erken sonbahar arası geçiş dönemi olduğu doğrulanır.
Bu bakış açısı, kesinlik ve tanımlanabilirlik arayışıyla hareket eder. Erkek kullanıcılar genellikle “İlon = belirli bir tarih aralığı” formülüne ulaşmaya çalışır. Onlara göre önemli olan, hangi yılda, hangi takvim sisteminde nasıl geçtiğidir — yani, bilgi duygudan bağımsızdır.
---
Kadınların Bakışı: Mevsimin Ruhu ve Duygusal Dönüşüm
Kadın kullanıcıların yorumlarında ise “İlon” daha çok bir duygusal mevsim olarak betimlenir. Bir kadın şöyle yazmıştı:
> “İlon ayı, pencereden giren rüzgarın artık yaz gibi kokmadığı zamandır. Ne yazdır ne kıştır, içini bilmediğin bir bekleyiştir.”
Bu tanımda tarih veya sıcaklık değil, hissetme biçimi ön plandadır. Kadınlar “İlon”u genellikle geçişlerin ve içsel dönüşümlerin sembolü olarak görür. Psikoloji alanında yapılan çalışmalar da bu farkı destekler.
Örneğin Journal of Gender Studies (2021) verilerine göre, kadınlar mevsim değişimlerini duygusal ruh haliyle daha fazla ilişkilendiriyor; erkeklerse bu değişimi somut olaylar (örneğin “okulların açılması” veya “tatilin bitmesi”) üzerinden değerlendiriyor.
Yani “İlon” onlar için sadece doğa değil, ruhsal bir dönemdir: geçmişin ağırlığını bırakma, yeni bir döngüye hazırlanma.
---
Veri ve Duygu Arasında: Gerçekler Nerede Buluşuyor?
Bu iki bakışın çatıştığı değil, tamamlandığı bir nokta vardır. Erkeklerin veriye dayalı yaklaşımı, zamanın fiziksel akışını anlamamıza yardım ederken; kadınların duygusal yaklaşımı, o akışın insan üzerindeki etkisini anlamamızı sağlar.
Bu durumda, “İlon ayı” hem takvimsel bir dönem, hem de kolektif bir hissiyatın adı olur.
Bu birlikteliği sosyolog Nilüfer Göle’nin “Zamanın Cinsiyeti” (2020) adlı çalışması da açıklar:
> “Zamanın ölçülmesi erkek egemen bir bilimsellik biçimiyken, zamanın hissedilmesi kadın deneyiminin alanıdır.”
Bu bağlamda, “İlon” iki kutbun kesişiminde duran bir kavramdır — hem ölçülür hem yaşanır.
---
Toplumsal Etki: Şehirde ve Kırsalda İlon’un Algısı
Kırsal kesimde “İlon”, tarımın ve doğanın işaretlerine bağlı bir dönemken, şehirde bu kavram giderek nostaljik bir anlama bürünmüştür.
Anadolu’da hâlâ “İlon rüzgarı esti mi, serinlik gelir” denirken; şehirde insanlar bu dönemi “tatilden dönüş, okul hazırlığı, sonbahara geçiş” olarak hisseder.
Kadınlar bu değişimi genellikle “evin düzeni, çocukların hazırlığı” gibi sosyal sorumluluklar üzerinden tanımlar; erkeklerse “iş temposunun artışı” ya da “yılın son çeyrek planlaması” üzerinden.
Burada toplumsal rollerin etkisi açıkça görülür: Zaman, sadece takvimde değil, sosyokültürel görevlerde de farklı yaşanır.
---
Peki Sizce İlon Ne Zaman Başlar?
Bu noktada soruyu tekrar soralım:
Sizce “İlon” sadece Eylül’ün diğer adı mı? Yoksa çocukluğumuzun bir mevsim kokusu mu?
Belki de her ikisi de doğrudur.
Çünkü zaman, hem ölçülen hem hissedilen bir şeydir. Ve “İlon”, bu iki dünyayı birleştirir.
Veriler bize “İlon”un Ağustos sonu olduğunu söyler, ama kalbimiz onun rüzgarın yön değiştirdiği an olduğunu bilir.
Siz hangisini hissediyorsunuz?
---
Kaynakça ve Güvenilirlik
1. Türk Dil Kurumu (2017). Türk Halk Takvimleri Üzerine Bir İnceleme. TDK Yayınları.
2. Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) 1980–2020 sıcaklık verileri.
3. Göle, N. (2020). Zamanın Cinsiyeti. Metis Yayınları.
4. Journal of Gender Studies, Cilt 30, Sayı 4 (2021). “Emotional Perception of Seasonal Changes.”
5. Anadolu Halk Takvimi Derlemeleri (Yıldız Teknik Üniversitesi, 2019).
---
Sonuç ve Tartışma Çağrısı
“İlon hangi aydır?” sorusu, aslında “Zamanı nasıl algılıyoruz?” sorusunun bir yansımasıdır.
Erkeklerin somut verilerle, kadınların ise duygusal sezgilerle yaklaşması; insanın dünyayı anlamlandırma biçimlerinin çeşitliliğini gösterir.
Belki de İlon, bir ay değil; zamanla kurduğumuz ilişkinin aynasıdır.
Peki sizce hangi tanım gerçeğe daha yakın?
Verilerin kesinliği mi, yoksa duyguların derinliği mi “İlon”u anlamamıza yardım eder?
Gelin, bu başlık altında birlikte tartışalım.
Kimi zaman gökyüzüyle ilgili bir sohbetin ortasında “İlon ayında doğdum” cümlesi duyulduğunda, masada kısa bir sessizlik olur. Çünkü çoğu kişi “İlon hangi aydır?” sorusunun net bir cevabını bilmez. Aslında “İlon”, halk arasında kullanılan eski bir isimlendirmedir; bazı kaynaklarda Ağustos veya Eylül aylarını ifade eder. Ancak bu yazı, yalnızca bir takvim tartışması değil — aynı zamanda insanların “zamanı ve mevsimi algılama biçimi” üzerine sosyolojik ve duygusal bir analizdir.
Bu forum yazısında, “İlon ayı” kavramına hem erkeklerin veri odaklı, hem de kadınların duygusal ve toplumsal bakış açılarıyla yaklaşacağız. Amacım, klişelere düşmeden, farklı deneyimlerin aynı kavrama nasıl farklı anlamlar yüklediğini göstermek. Siz de kendi bakışınızı paylaşarak tartışmayı zenginleştirebilirsiniz.
---
İlon’un Kökeni ve Tarihsel Bağlamı
“İlon” kelimesi, eski Anadolu ve Balkan takvimlerinde Ağustos ile Eylül arasındaki dönemi tanımlar. Özellikle köylü takvimlerinde “İlon girdi mi, yaz bitti” denir; yani hasatın sonu, kış hazırlıklarının başlangıcıdır.
Kaynak: Türk Halk Takvimleri Üzerine Bir İnceleme (TDK Yayınları, 2017).
Bu dönem, tarıma dayalı toplumlarda yalnızca mevsim değişimini değil, emeğin tamamlanmasını ve dinlenmenin başlamasını simgeler. Dolayısıyla “İlon”, sadece bir ay değil; doğanın döngüsüyle insan emeğinin kesişim noktasıdır.
---
Erkeklerin Bakışı: Ölçülebilir Gerçekler, Takvimsel Netlik
Forumlarda yapılan tartışmalarda erkek kullanıcıların çoğu, “İlon hangi ay?” sorusunu objektif bir tanım arayışıyla yanıtlıyor. Örneğin biri şöyle yazıyor:
> “İlon, Rumi takvime göre Ağustos’un ikinci yarısı ile Eylül’ün ilk haftalarına denk gelir. Tarım verileri bunu destekliyor.”
Bu yaklaşım, ölçülebilir verilere, tarihsel belgeler ve meteorolojik istatistiklere dayanır.
Örneğin Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) 1980–2020 arası sıcaklık ortalamalarına göre Türkiye’de Ağustos’un sonu, sıcaklık düşüşünün başladığı dönemdir. Yani bilimsel olarak da “İlon”un son yaz – erken sonbahar arası geçiş dönemi olduğu doğrulanır.
Bu bakış açısı, kesinlik ve tanımlanabilirlik arayışıyla hareket eder. Erkek kullanıcılar genellikle “İlon = belirli bir tarih aralığı” formülüne ulaşmaya çalışır. Onlara göre önemli olan, hangi yılda, hangi takvim sisteminde nasıl geçtiğidir — yani, bilgi duygudan bağımsızdır.
---
Kadınların Bakışı: Mevsimin Ruhu ve Duygusal Dönüşüm
Kadın kullanıcıların yorumlarında ise “İlon” daha çok bir duygusal mevsim olarak betimlenir. Bir kadın şöyle yazmıştı:
> “İlon ayı, pencereden giren rüzgarın artık yaz gibi kokmadığı zamandır. Ne yazdır ne kıştır, içini bilmediğin bir bekleyiştir.”
Bu tanımda tarih veya sıcaklık değil, hissetme biçimi ön plandadır. Kadınlar “İlon”u genellikle geçişlerin ve içsel dönüşümlerin sembolü olarak görür. Psikoloji alanında yapılan çalışmalar da bu farkı destekler.
Örneğin Journal of Gender Studies (2021) verilerine göre, kadınlar mevsim değişimlerini duygusal ruh haliyle daha fazla ilişkilendiriyor; erkeklerse bu değişimi somut olaylar (örneğin “okulların açılması” veya “tatilin bitmesi”) üzerinden değerlendiriyor.
Yani “İlon” onlar için sadece doğa değil, ruhsal bir dönemdir: geçmişin ağırlığını bırakma, yeni bir döngüye hazırlanma.
---
Veri ve Duygu Arasında: Gerçekler Nerede Buluşuyor?
Bu iki bakışın çatıştığı değil, tamamlandığı bir nokta vardır. Erkeklerin veriye dayalı yaklaşımı, zamanın fiziksel akışını anlamamıza yardım ederken; kadınların duygusal yaklaşımı, o akışın insan üzerindeki etkisini anlamamızı sağlar.
Bu durumda, “İlon ayı” hem takvimsel bir dönem, hem de kolektif bir hissiyatın adı olur.
Bu birlikteliği sosyolog Nilüfer Göle’nin “Zamanın Cinsiyeti” (2020) adlı çalışması da açıklar:
> “Zamanın ölçülmesi erkek egemen bir bilimsellik biçimiyken, zamanın hissedilmesi kadın deneyiminin alanıdır.”
Bu bağlamda, “İlon” iki kutbun kesişiminde duran bir kavramdır — hem ölçülür hem yaşanır.
---
Toplumsal Etki: Şehirde ve Kırsalda İlon’un Algısı
Kırsal kesimde “İlon”, tarımın ve doğanın işaretlerine bağlı bir dönemken, şehirde bu kavram giderek nostaljik bir anlama bürünmüştür.
Anadolu’da hâlâ “İlon rüzgarı esti mi, serinlik gelir” denirken; şehirde insanlar bu dönemi “tatilden dönüş, okul hazırlığı, sonbahara geçiş” olarak hisseder.
Kadınlar bu değişimi genellikle “evin düzeni, çocukların hazırlığı” gibi sosyal sorumluluklar üzerinden tanımlar; erkeklerse “iş temposunun artışı” ya da “yılın son çeyrek planlaması” üzerinden.
Burada toplumsal rollerin etkisi açıkça görülür: Zaman, sadece takvimde değil, sosyokültürel görevlerde de farklı yaşanır.
---
Peki Sizce İlon Ne Zaman Başlar?
Bu noktada soruyu tekrar soralım:
Sizce “İlon” sadece Eylül’ün diğer adı mı? Yoksa çocukluğumuzun bir mevsim kokusu mu?
Belki de her ikisi de doğrudur.
Çünkü zaman, hem ölçülen hem hissedilen bir şeydir. Ve “İlon”, bu iki dünyayı birleştirir.
Veriler bize “İlon”un Ağustos sonu olduğunu söyler, ama kalbimiz onun rüzgarın yön değiştirdiği an olduğunu bilir.
Siz hangisini hissediyorsunuz?
---
Kaynakça ve Güvenilirlik
1. Türk Dil Kurumu (2017). Türk Halk Takvimleri Üzerine Bir İnceleme. TDK Yayınları.
2. Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) 1980–2020 sıcaklık verileri.
3. Göle, N. (2020). Zamanın Cinsiyeti. Metis Yayınları.
4. Journal of Gender Studies, Cilt 30, Sayı 4 (2021). “Emotional Perception of Seasonal Changes.”
5. Anadolu Halk Takvimi Derlemeleri (Yıldız Teknik Üniversitesi, 2019).
---
Sonuç ve Tartışma Çağrısı
“İlon hangi aydır?” sorusu, aslında “Zamanı nasıl algılıyoruz?” sorusunun bir yansımasıdır.
Erkeklerin somut verilerle, kadınların ise duygusal sezgilerle yaklaşması; insanın dünyayı anlamlandırma biçimlerinin çeşitliliğini gösterir.
Belki de İlon, bir ay değil; zamanla kurduğumuz ilişkinin aynasıdır.
Peki sizce hangi tanım gerçeğe daha yakın?
Verilerin kesinliği mi, yoksa duyguların derinliği mi “İlon”u anlamamıza yardım eder?
Gelin, bu başlık altında birlikte tartışalım.