Mtb 215 Kırıcı Ucu Kaç Kilo ?

Ilayda

New member
MTB 215 Kırıcı Ucu Kaç Kilo? – Ağırlık mı, Yoksa Ego Savaşları mı?

Selam dostlar, bugün yine hepimizi derin felsefi düşüncelere sürükleyen, toplumun temel taşlarını sarsan bir konuyla karşınızdayım: MTB 215 kırıcı ucu kaç kilo?

Evet evet, yanlış duymadınız. Bu mesele, sadece bir makine parçasının ağırlığı değil… Bu mesele, erkeklerin “hesaplı mühendisliğiyle” kadınların “empatik sezgilerinin” birleştiği, insanlık tarihinin en kritik sorularından biridir.

Erkeklerin Yaklaşımı: “Hocam Gramına Kadar Ölçtüm!”

Forumda bu soruyu sorduğunuz anda ilk gelen cevap muhtemelen şu olur:

> “Hocam o kırıcı ucun net ağırlığı 6.35 kilo ama amortisörle birleşince moment değişir.”

Bir erkek forumda teknik bir konu görünce anında Excel tablosu açar, moment hesabı yapar, Newton’un mezarında ters dönmesini göze alır.

Bir yandan evdeki mutfak tartısını ödünç alıp “Bu tartı 5 kiloya kadar ölçüyor ama ben kalibrasyon yaptım.” der, diğer yandan eşi mutfakta gözlerini devirmektedir:

> “Senin o tartıyla kırıcı ucu tartman yetmedi, geçen tost makinesinin ağırlığını da yazmışsın deftere!”

Erkekler için bu mesele bir bilgi değil, onur meselesidir.

“Ben bilmezsem kim bilecek?” psikolojisiyle hareket eder, gerekirse komşunun matkap ucunu ödünç alır, sadece kıyaslama yapmak için.

Forumda biri “O kadar da ağır değil.” dediğinde hemen savunmaya geçer:

> “Kardeşim, ağırlık hissi momentle alakalıdır, sen belki kol kuvvetini yanlış kullanıyorsundur.”

Sanki konu kırıcı ucu değil, nükleer santraldeki türbin rotorudur.

Kadınların Yaklaşımı: “Senin İçin Ağır mı, Canım?”

Aynı konuyu bir kadın foruma taşısa…

İlk yorum şudur:

> “Ayy o kadar da takılma, canın yanmasın yeter. Gerekirse birlikte taşırız!”

Empati duvarları yıkılır, forum sevgiyle dolar.

Bir kadın için mesele kaç kilo olduğu değil, kimin taşıdığıdır.

Belki de kırıcı ucun ağırlığını tartarken bir yandan şunu düşünür:

> “Bu kadar ağırsa, bunu kim tasarladı acaba? İnsan ergonomisini hiç düşünmemişler.”

Yani erkek “Newton” derken, kadın “Ergonomi” der.

Erkek “moment” derken, kadın “momentumun ilişkilerdeki karşılığı nedir acaba?” diye sorgular.

Ve biri çıkar:

> “Kızlar ben geçen denedim, 6 kilo falan ama sap kısmı çok rahatsız ediyor. Keşke silikon kaplama yapsalar.”

İşte o an forum aydınlanır. Çünkü erkekler teknik verileri sıralarken, kadınlar kullanıcı deneyimini gündeme taşır.

Bir yanda moment hesabı, diğer yanda empati.

Birleşince ortaya, mühendislikle psikolojinin evliliği çıkar.

“Kırıcı Ucu Taşımak Bir İlişkidir” Tezi

Bakın, dikkat ettiniz mi?

Bu konu aslında bir ilişki metaforu.

Kırıcı ucun ağırlığı, ilişkinin yüküdür.

Erkek: “Ben taşırım.” der.

Kadın: “Beraber taşıyalım.” der.

Erkek, kırıcı ucun ağırlığını hesaplayarak çözüm bulmaya çalışır.

Kadın, “Sen yorulma, ben biraz tutayım.” diyerek çözümü hissettirmeye.

Ve işte tam o noktada…

Forum ikiye bölünür: “Kırıcı ucu tek elle taşıyanlar” ve “beraber kaldıranlar.”

Bir erkek forumdaş çıkar:

> “Benim eşim 5 kiloyu taşır, ama ben ona taşıtmazdım.”

Hemen alttan bir kadın yazar:

> “Bizim evde işler eşit, kırıcı ucu da birlikte taşırız, duygusal yükleri de.”

Ve yorumların ortasında biri gelir:

> “Arkadaşlar, ben sadece kaç kilo olduğunu sormuştum.”

Forumda Ağırlık Değil, Felsefe Tartılıyor

Bir süre sonra konu sapar.

Birisi gelir “MTB 215 kırıcı ucu 7 kilo civarı hocam ama sizin amortisör eskiyse hissettirmez.” der.

Bir diğeri, “Bu kadar ağır şeyle çalışıyorsanız bel fıtığı garanti.” diye tıp alanına kayar.

Bir başkası, “Benim kayınpederin kuzeni eski ustaydı, o bile ‘bunun ağırlığı başka’ derdi.”

Ve en nihayetinde konu şu hale gelir:

> “Arkadaşlar sizce kırıcı uç hayatta bize neyi öğretiyor?”

İşte o an herkes durur. Çünkü fark ederler ki mesele kilonun değil, yükün paylaşımının önemidir.

Teknik Verilerle Romantizm: “Kilo Hesabı Aşkı Bitirir mi?”

Bazı erkekler hâlâ direnmektedir:

> “Hocam net veriye ulaşmak istiyorum.”

Ama bir kadın forumdaş çıkar ve yazıyı öyle bir bitirir ki tüm forum sessizleşir:

> “Belki de bazı şeylerin ağırlığı ölçülmez. Kimi yükü omzunda hisseder, kimi kalbinde.”

O an herkes bir süreliğine sayfayı yenilemeyi bırakır.

Kırıcı ucun kilosunu ölçememişlerdir belki ama insanlığın ağırlığını tartmışlardır.

Sonuç: Kırıcı Ucun Kilosu Değil, Taşıyana Etkisi Önemli

Yani sevgili forumdaşlar, MTB 215 kırıcı ucu ortalama 6-7 kilo civarında olabilir, ama asıl mesele bu değil.

Asıl mesele, o 7 kiloyu kimin nasıl taşıdığı.

Bazısı fiziksel gücüyle, bazısı duygusal dayanıklılığıyla taşır.

Bazısı “ben hallederim” der, bazısı “beraber yaparız.”

O yüzden siz siz olun, kırıcı ucun ağırlığına değil, sizi nasıl hissettirdiğine bakın.

Ve en önemlisi: Eğer biri bu konuda çok ciddiyse, bırakın tartmaya devam etsin… Biz de çayımızı alıp gülümseyelim.

Peki Sizce?

Siz ne düşünüyorsunuz dostlar?

Gerçekten 7 kilo mu, yoksa psikolojik olarak mı ağır geliyor?

Yoksa bu mesele aslında ilişkilerdeki yük paylaşımının sembolü mü?

Yorumlara bekliyorum; belki de hep birlikte kırıcı uç değil, hayatın ağırlığını kaldırırız.
 
Üst