Türkiye’nin amaç uçağı Şimşek’in süpersonik sürate ulaşan modeli yolda… Uzmanlar, bu süratte uçan Şimşek’in düşman hava savunma sistemleri tarafınca ‘gerçek savaş uçağı’ olarak algılanacağını bunun da alandaki senaryoları değiştirebileceği görüşünde.
Yerli ve ulusal savunma sanayii eserleri açısından son periyotlarda dikkate paha işlerden biri de platformların epey süratli bir biçimde dönüştürülebilmesi. Şimşek maksat uçak da süratle dönüşen ve dönüştükçe kritik kabiliyetler kazanan projelerden biri.
Aslında Şimşek projesi bir gaye uçak olarak ortaya çıktı. Buna göre, yerli ve ulusal hava savunma füzelerinin testleri için yurt haricinden eser alımı bitmiş oldurilecek ve Şimşek ile bu gereksinim giderilecekti.
Bu misyonu muvaffakiyetle tamamlayan Şimşek daha sonrasında GPS güdümlü otonom uçuş ile uzun menzildeki gayeleri vuran bir ‘füzeye’ dönüştürüldü. Bu dönüşüm ‘Hava atışlarında gaye olarak kullanılan Şimşek artık kamikaze İHA olarak da vazife yapacak’ manasına geliyordu.
Gelinen noktada Şimşek’in 450 knot olan suratının daha da artacağı ve süpersonik bir versiyonu üzerinde çalışmaların sürdürüldüğü biliniyor…
Pekala, Şimşek’in bu suratlara yükselmesi ne manaya geliyor? Bu durumun alana yansıması nasıl olacak?
HANGİ SÜRAT NE MANAYA GELİYOR?
Savunma Sanayii Araştırmacısı Anıl Şahin, Şimşek’e dair sorularımızı yanıtlamadan evvel kimi temel bilgiler paylaşıyor… Hava platformları için suratların nasıl gruplandığını anlatarak bahse giren Şahin, 1 Mach suratın altındaki platformların Subsonik, 1 Mach sürate ulaşabilen araçların Transonik, 1 Mach suratın üzerine çıkabilenlerin Süpersonik ve 5 Mach barajını geçenlerin Hipersonik olarak isimlendirildiğini söylüyor.
Ulusal bir mühimmat üzerinden örnek veriyor Şahin ve “Bir SOM Seyir Füzesi yahut ATMACA Gemisavar Füzesi’nin suratları 0.8 ila 0.9 Mach aralığında olduğu için Subsonik sınıfında. Bilhassa hava savunma füzeleri süpersonik suratlara sahip olmak zorunda. Zira biroldukca çağdaş savaş uçağı rahatlıkla süpersonik suratlara çıkabiliyor” sözünü kullanıyor.
ULUSAL SİSTEMLER DAHA UYGUN KURALLARDA TEST EDİLECEK
“Bu füzelerin geliştirilme süreci boyunca fazlaca sayıda atışlı test gerçekleştirildi.” diyor Şahin. Eğitim faaliyetlerinde de birfazlaca atışlı test gerçekleştirileceğinin altını çiziyor.
Halihazırda bu testlerin Şimşek ve yabancı menşei gaye uçaklara karşı yapıldığını belirten Şahin, “Uçaklar katapult aracılığıyla havalanıyor. Hava savunma sistemleri tarafınca da tespit, teşhis, takibin akabinde imha ediliyor. Lakin bu amaç uçaklar, subsonik süratte. Yani siz süpersonik hava amaçları için geliştirdiğiniz sistemlerin testlerini, onlardan daha yavaş olan subsonik sürate sahip amaç uçaklar üzerinde gerçekleştiriyorsunuz” bilgisini paylaşıyor.
Şahin’in anlattıklarından, süpersonik süratlerde test gerçekleştirmek için ya QF-16 üzere maksat savaş uçağı platformlarına ya da bir daha yabancı menşei farklı sistemlere gereksinim olduğunu öğreniyoruz. Şimşek’in suratının artmasını “TUSAŞ tarafınca geliştirilen Süpersonik Maksat Uçak ile ulusal füzelerimizi daha uygun kaidelerde test edebileceğiz. Bu suratlara ulaşabilen maksat uçaklar için yurt dışı bağımlılığından da kurtuluyoruz” diye pahalandırıyor Şahin.
ALANDAKİ HARP SENARYOLARI DEĞİŞEBİLİR
Bu noktada değerli bir detaydan da bahsediyor Anıl Şahin… Şimşek’in daima gaye uçak rolünden bahsedildiğini fakat kelam konusu platformun aslında bir insansız hava aracı olduğu gerçeğinin ıskalandığı ikazında bulunuyor.
“İçerisine farklı faydalı yükler koyabiliyor, algoritmalarını da o yüke uygun biçimde güncelleyebiliyorsunuz. Harp başlığı faydalı yükü koyup, ANKA SİHA’dan atıp, füze olarak kullanabiliyorsunuz” meselai verdikten daha sonra da devam ediyor:
“Ya da kızılötesi / radar iz arttırıcı faydalı yükle doldurup, uydurma amaç üzere kullanabiliyorsunuz. Bu bahsetmiş olduğumiz süreç tabi ki hayli sıradan bir olay değil fakat ilgili kurumların eğilimi Şimşek’i bu türlü kullanmayı da kapsıyor.
Şöyle bir örnek düşünelim… F-16 ile birebir sürate ve radar izine sahip bir amaç uçak geliştirdiniz. Bunları sürü biçimde uçaklarınız ile harekat alanına sürdünüz… Düşman hava savunma bataryası, radarda gördüğü bu gayelerden hangisine atış gerçekleştirecek? Hepsini vurabilecek mühimmatı var mı? Hepsini vurursa kaç mühimmatı boşa gidecek? Mühimmatı biterse kendisini ve sorumlu olduğu alanı nasıl koruyacak? Koruyamayacak ve büyük ihtimalle imha edilecek…
Türkiye bu cins harp senaryoları üzerinde çalışıyor ve SİHA’ların kullanmasında görüldüğü üzere bunları yeri ve vakti gelince muvaffakiyetle uygulayabiliyor. Fakat bu süratle gelişen teknolojinin geliştirilmesinin pek sıkıntı olduğunu da unutmamak gerek.”
İHRACAT POTANSİYELİ GİTGİDE ARTAN BİR ESER
Anıl Şahin’e Şimşek’in mümkün ihracat potansiyelini de soruyoruz… Maksat uçak alanında Türkiye’nin epeyce süratli ilerlediğini söylemenin pek mümkün olmadığı karşılığını alıyoruz.
Dünyada da bu alanda tercih edilen birkaç eser olduğundan bahsediyor Şahin ve “Bu eser gamı dünya çapında fazlaca süratli ilerleyemiyor zira yüksek teknoloji gerektiriyor. Lakin ihracat potansiyeli gitgide yükselen bir eser ailesine hakikat gidiyoruz” bilgisini paylaşıyor.
Orduların harbe hazırlık düzeylerini her vakit en yüksek seviyede tutmak istediğinin altını çizen Şahin, görüşlerini “Ancak bu durum istemekle olmuyor. Eğitim ve test, vazgeçilmez bir ögedir. Evet simülatörler epey gelişti lakin alandaki eğitim, her vakit gerçeğe en yakın olandır. ötürüsı ile bu çeşit gaye platformlar her ordu için gerekli. Türkiye’nin imza attığı esere bir de bu gözle bakmak lazım” cümleleriyle tamamlıyor.
KAYNAK: TRT HABER/SERTAN AKSAN
Okumaya devam et...
Yerli ve ulusal savunma sanayii eserleri açısından son periyotlarda dikkate paha işlerden biri de platformların epey süratli bir biçimde dönüştürülebilmesi. Şimşek maksat uçak da süratle dönüşen ve dönüştükçe kritik kabiliyetler kazanan projelerden biri.
Aslında Şimşek projesi bir gaye uçak olarak ortaya çıktı. Buna göre, yerli ve ulusal hava savunma füzelerinin testleri için yurt haricinden eser alımı bitmiş oldurilecek ve Şimşek ile bu gereksinim giderilecekti.
Bu misyonu muvaffakiyetle tamamlayan Şimşek daha sonrasında GPS güdümlü otonom uçuş ile uzun menzildeki gayeleri vuran bir ‘füzeye’ dönüştürüldü. Bu dönüşüm ‘Hava atışlarında gaye olarak kullanılan Şimşek artık kamikaze İHA olarak da vazife yapacak’ manasına geliyordu.
Gelinen noktada Şimşek’in 450 knot olan suratının daha da artacağı ve süpersonik bir versiyonu üzerinde çalışmaların sürdürüldüğü biliniyor…
Pekala, Şimşek’in bu suratlara yükselmesi ne manaya geliyor? Bu durumun alana yansıması nasıl olacak?
HANGİ SÜRAT NE MANAYA GELİYOR?
Savunma Sanayii Araştırmacısı Anıl Şahin, Şimşek’e dair sorularımızı yanıtlamadan evvel kimi temel bilgiler paylaşıyor… Hava platformları için suratların nasıl gruplandığını anlatarak bahse giren Şahin, 1 Mach suratın altındaki platformların Subsonik, 1 Mach sürate ulaşabilen araçların Transonik, 1 Mach suratın üzerine çıkabilenlerin Süpersonik ve 5 Mach barajını geçenlerin Hipersonik olarak isimlendirildiğini söylüyor.
Ulusal bir mühimmat üzerinden örnek veriyor Şahin ve “Bir SOM Seyir Füzesi yahut ATMACA Gemisavar Füzesi’nin suratları 0.8 ila 0.9 Mach aralığında olduğu için Subsonik sınıfında. Bilhassa hava savunma füzeleri süpersonik suratlara sahip olmak zorunda. Zira biroldukca çağdaş savaş uçağı rahatlıkla süpersonik suratlara çıkabiliyor” sözünü kullanıyor.
ULUSAL SİSTEMLER DAHA UYGUN KURALLARDA TEST EDİLECEK
“Bu füzelerin geliştirilme süreci boyunca fazlaca sayıda atışlı test gerçekleştirildi.” diyor Şahin. Eğitim faaliyetlerinde de birfazlaca atışlı test gerçekleştirileceğinin altını çiziyor.
Halihazırda bu testlerin Şimşek ve yabancı menşei gaye uçaklara karşı yapıldığını belirten Şahin, “Uçaklar katapult aracılığıyla havalanıyor. Hava savunma sistemleri tarafınca da tespit, teşhis, takibin akabinde imha ediliyor. Lakin bu amaç uçaklar, subsonik süratte. Yani siz süpersonik hava amaçları için geliştirdiğiniz sistemlerin testlerini, onlardan daha yavaş olan subsonik sürate sahip amaç uçaklar üzerinde gerçekleştiriyorsunuz” bilgisini paylaşıyor.
Şahin’in anlattıklarından, süpersonik süratlerde test gerçekleştirmek için ya QF-16 üzere maksat savaş uçağı platformlarına ya da bir daha yabancı menşei farklı sistemlere gereksinim olduğunu öğreniyoruz. Şimşek’in suratının artmasını “TUSAŞ tarafınca geliştirilen Süpersonik Maksat Uçak ile ulusal füzelerimizi daha uygun kaidelerde test edebileceğiz. Bu suratlara ulaşabilen maksat uçaklar için yurt dışı bağımlılığından da kurtuluyoruz” diye pahalandırıyor Şahin.
ALANDAKİ HARP SENARYOLARI DEĞİŞEBİLİR
Bu noktada değerli bir detaydan da bahsediyor Anıl Şahin… Şimşek’in daima gaye uçak rolünden bahsedildiğini fakat kelam konusu platformun aslında bir insansız hava aracı olduğu gerçeğinin ıskalandığı ikazında bulunuyor.
“İçerisine farklı faydalı yükler koyabiliyor, algoritmalarını da o yüke uygun biçimde güncelleyebiliyorsunuz. Harp başlığı faydalı yükü koyup, ANKA SİHA’dan atıp, füze olarak kullanabiliyorsunuz” meselai verdikten daha sonra da devam ediyor:
“Ya da kızılötesi / radar iz arttırıcı faydalı yükle doldurup, uydurma amaç üzere kullanabiliyorsunuz. Bu bahsetmiş olduğumiz süreç tabi ki hayli sıradan bir olay değil fakat ilgili kurumların eğilimi Şimşek’i bu türlü kullanmayı da kapsıyor.
Şöyle bir örnek düşünelim… F-16 ile birebir sürate ve radar izine sahip bir amaç uçak geliştirdiniz. Bunları sürü biçimde uçaklarınız ile harekat alanına sürdünüz… Düşman hava savunma bataryası, radarda gördüğü bu gayelerden hangisine atış gerçekleştirecek? Hepsini vurabilecek mühimmatı var mı? Hepsini vurursa kaç mühimmatı boşa gidecek? Mühimmatı biterse kendisini ve sorumlu olduğu alanı nasıl koruyacak? Koruyamayacak ve büyük ihtimalle imha edilecek…
Türkiye bu cins harp senaryoları üzerinde çalışıyor ve SİHA’ların kullanmasında görüldüğü üzere bunları yeri ve vakti gelince muvaffakiyetle uygulayabiliyor. Fakat bu süratle gelişen teknolojinin geliştirilmesinin pek sıkıntı olduğunu da unutmamak gerek.”
İHRACAT POTANSİYELİ GİTGİDE ARTAN BİR ESER
Anıl Şahin’e Şimşek’in mümkün ihracat potansiyelini de soruyoruz… Maksat uçak alanında Türkiye’nin epeyce süratli ilerlediğini söylemenin pek mümkün olmadığı karşılığını alıyoruz.
Dünyada da bu alanda tercih edilen birkaç eser olduğundan bahsediyor Şahin ve “Bu eser gamı dünya çapında fazlaca süratli ilerleyemiyor zira yüksek teknoloji gerektiriyor. Lakin ihracat potansiyeli gitgide yükselen bir eser ailesine hakikat gidiyoruz” bilgisini paylaşıyor.
Orduların harbe hazırlık düzeylerini her vakit en yüksek seviyede tutmak istediğinin altını çizen Şahin, görüşlerini “Ancak bu durum istemekle olmuyor. Eğitim ve test, vazgeçilmez bir ögedir. Evet simülatörler epey gelişti lakin alandaki eğitim, her vakit gerçeğe en yakın olandır. ötürüsı ile bu çeşit gaye platformlar her ordu için gerekli. Türkiye’nin imza attığı esere bir de bu gözle bakmak lazım” cümleleriyle tamamlıyor.
KAYNAK: TRT HABER/SERTAN AKSAN
Okumaya devam et...