TAGEM Ziraî Araştırmalar ve Siyasetler Genel Müdürlüğünde (TAGEM) düzenlenen toplantıya, Bakan Pakdemirli’nin yanı sıra Tarım, Orman ve Köy işleri Komitesi Lideri Yunus Kılıç, Birleşmiş Milletler Besin ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu katıldı.
Pakdemirli konuşmasında, yeni siyaset yaklaşımlarının en mühimlerinden birisin de tarım alanında bilgi ve irtibat teknolojilerinin sunduğu fırsatları hakikat stratejiler ile kıymetlendirmek olduğunu söylemiş oldu.
“Tarımsal dış ticaret fazlamız 7,2 milyar dolar”
Pandeminin ülkelerin besin güvenlik stratejileri için fazlaca kıymetli bir imtihan olduğunu anlatan Pakdemirli, Türkiye’de besin güvenliğinde problem yaşanmamasının strateji ve siyasetlerin doğruluğunu teyit ettiğini belirtti.
Türkiye’nin coğrafik avantajlarını ve ziraî üretim sayılarını bir dahaleyen Pakdemirli, şunları söylemiş oldu:
“Tarımsal alan bakımından dünyada 31’inci sırada olmamıza karşın, ziraî hasılada Avrupa’da birinci, dünyada birinci on ülke içinde yer alıyoruz. 2021 yılında ziraî ihracatımız bundan evvelki yıla göre yaklaşık yüzde 21 artışla 25 milyar dolara, dış ticaret fazlamız yüzde 31 artışla 7,2 milyar dolara yükseldi. Bir kadro ideolojik tipler çıkıp daima şunu söylüyor, ‘Türkiye kendi kendine kâfi filan değil’ 7,2 milyar dolar ihracat fazlası veren bir ülke kendi kendine kâfi değilse bu lafın neresini anlamak lazım yahut buna hangi ideolojiyle bakmak lazım bilemiyorum. Ayrıyeten, Milletlerarası Ticaret Merkezinin (ITC) 2020 yılında deklare ettiğı, ülkeler bazında kendi kendine yeterliliğe baktığımızda Çin’de yüzde 46, Almanya’da yüzde 78, ABD’de yüzde 88 iken, bu oran Türkiye’de yüzde 136 olarak gerçekleşmiştir.”
Pakdemirli, bu dataların Türkiye’nin tarım ve besin mamüllerinde kendi kendine kâfi olduğunu ve “Net ihracatçı” pozisyonda oluğunu tam olarak gösterdiğini vurguladı.
Türkiye’nin, şimdiye kadar yaptıkları yatırımların sonucunda bulunduğu coğrafyanın en büyük ve en kuvvetli ziraî AR-GE altyapısına sahip ülkesi haline geldiğinin altını çizen Pakdemirli, yatırımlara ve çalışmalara ait ayrıntıları paylaştı.
Pakdemirli, ziraî üretimde Türkiye’yi hak ettiği yere çıkarmanın yalnızca ekmek biçmek ve hasat etmekle olmayacağına işaret ederek, “Tarımsal üretimi hem daha verimli hale getirmemiz birebir vakitte ziraî teknolojiyi geliştirmemiz gerekiyor. Bunun da yolu Tarım 4.0’da, akıllı tarım uygulamalarına öncelik vermektir.” formunda konuştu.
Akıllı tarım uygulamalarına ait Pakdemirli, şunları lisana getirdi:
“Şöyle bir düşünün, insansız traktörlerle sürülen bir tarla, sensörlerle bitkilerin gelişmeninin takibi, tüm bilgilerin bulut üzerinde saklanıp kullanılması, artırılmış gerçeklik kullanılarak yapılan verimlilik senaryoları, drone ile bitkilerin ilaçlanması ve tüm makinelerin ve sistemlerin birbirleriyle haberleşerek uyumlu ve bir orkestra edasında vazifelerini yürütmesi işte bu tablo, bizim Tarım 4.0’ı daha güzel anlamamızı sağlayacaktır. Bu vizyonla bu alandaki teknolojileri geliştirmek, mevcutları ise yaygınlaştırmak için var gücümüzle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Alışılmış tüm bu uygulamalar bize işgücü, vakit ve maliyet tasarrufu sağlarken, verimlilik ve performanstaki artışı da birlikteinde getiriyor. Ayrıyeten etrafın korunmasına da değerli katkı sağlıyor.”
Pakdemirli, 3. Tarım Orman Şurası’nda tarımda dijitalleşmenin odak noktalarında olduğuna dikkati çekerek dijital dönüşümü hızlandırmak için ağır uğraş harcadıklarını söylemiş oldu.
Tarım 4.0’ın 3 ana gayesi
Tarım 4.0 yaklaşımının tarım sistemlerine entegre etmenin ülke tarım potansiyelini kullanmada değerli bir modülünü oluşturduğunu anlatan Pakdemirli, Tarım 4.0’ın hedeflerini şöyle aktardı:
“Topraktan çatala tüm süreçlerde bilgi ve irtibat teknolojilerinin tarım bölümüne entegrasyonunu odağına alan bir yaklaşım olan Tarım 4.0’ın 3 ana emeli vardır. Bunlar, maliyetleri düşürmek ve randımanı artırmak, alan yahut hayvanı en küçük ölçekte yönetmek, beklentiye yahut pazara uygun üretim yapmaktır. Bu minvalde ziraî hizmetleri planlamak, yönetmek ve sunmak için bilginin kullanılma biçimini değiştirerek kaynakların daha faal ve verimli kullanılmasını sağlama ve bu sayede daha karlı, daha adil ve sürdürülebilir bir tarım sistemini mümkün kılma vizyonu doğrultusunda çalışmalarımıza taraf veriyoruz.”
Bu hedefle FAO’nun teknik ve finansman dayanağıyla Bakanlık uyumunda yürütülen “Ulusal E-Tarım Stratejisinin Geliştirilmesinin Desteklenmesi” isimli proje kapsamında strateji dokümanı oluşturduklarını söyleyen Pakdemirli, “FAO tarafınca desteklenen proje kapsamında üretilen bu doküman; Bakanlığımızın her ünitesinden uzmanlarımızın ve ilgili tarafların en yetkili 46 şahsının iştiraki ile 1,5 yılda üretilmiş ulusal 5 yıllık bir yol haritasıdır.” dedi.
KAYNAK: AA
Okumaya devam et...
Pakdemirli konuşmasında, yeni siyaset yaklaşımlarının en mühimlerinden birisin de tarım alanında bilgi ve irtibat teknolojilerinin sunduğu fırsatları hakikat stratejiler ile kıymetlendirmek olduğunu söylemiş oldu.
“Tarımsal dış ticaret fazlamız 7,2 milyar dolar”
Pandeminin ülkelerin besin güvenlik stratejileri için fazlaca kıymetli bir imtihan olduğunu anlatan Pakdemirli, Türkiye’de besin güvenliğinde problem yaşanmamasının strateji ve siyasetlerin doğruluğunu teyit ettiğini belirtti.
Türkiye’nin coğrafik avantajlarını ve ziraî üretim sayılarını bir dahaleyen Pakdemirli, şunları söylemiş oldu:
“Tarımsal alan bakımından dünyada 31’inci sırada olmamıza karşın, ziraî hasılada Avrupa’da birinci, dünyada birinci on ülke içinde yer alıyoruz. 2021 yılında ziraî ihracatımız bundan evvelki yıla göre yaklaşık yüzde 21 artışla 25 milyar dolara, dış ticaret fazlamız yüzde 31 artışla 7,2 milyar dolara yükseldi. Bir kadro ideolojik tipler çıkıp daima şunu söylüyor, ‘Türkiye kendi kendine kâfi filan değil’ 7,2 milyar dolar ihracat fazlası veren bir ülke kendi kendine kâfi değilse bu lafın neresini anlamak lazım yahut buna hangi ideolojiyle bakmak lazım bilemiyorum. Ayrıyeten, Milletlerarası Ticaret Merkezinin (ITC) 2020 yılında deklare ettiğı, ülkeler bazında kendi kendine yeterliliğe baktığımızda Çin’de yüzde 46, Almanya’da yüzde 78, ABD’de yüzde 88 iken, bu oran Türkiye’de yüzde 136 olarak gerçekleşmiştir.”
Pakdemirli, bu dataların Türkiye’nin tarım ve besin mamüllerinde kendi kendine kâfi olduğunu ve “Net ihracatçı” pozisyonda oluğunu tam olarak gösterdiğini vurguladı.
Türkiye’nin, şimdiye kadar yaptıkları yatırımların sonucunda bulunduğu coğrafyanın en büyük ve en kuvvetli ziraî AR-GE altyapısına sahip ülkesi haline geldiğinin altını çizen Pakdemirli, yatırımlara ve çalışmalara ait ayrıntıları paylaştı.
Pakdemirli, ziraî üretimde Türkiye’yi hak ettiği yere çıkarmanın yalnızca ekmek biçmek ve hasat etmekle olmayacağına işaret ederek, “Tarımsal üretimi hem daha verimli hale getirmemiz birebir vakitte ziraî teknolojiyi geliştirmemiz gerekiyor. Bunun da yolu Tarım 4.0’da, akıllı tarım uygulamalarına öncelik vermektir.” formunda konuştu.
Akıllı tarım uygulamalarına ait Pakdemirli, şunları lisana getirdi:
“Şöyle bir düşünün, insansız traktörlerle sürülen bir tarla, sensörlerle bitkilerin gelişmeninin takibi, tüm bilgilerin bulut üzerinde saklanıp kullanılması, artırılmış gerçeklik kullanılarak yapılan verimlilik senaryoları, drone ile bitkilerin ilaçlanması ve tüm makinelerin ve sistemlerin birbirleriyle haberleşerek uyumlu ve bir orkestra edasında vazifelerini yürütmesi işte bu tablo, bizim Tarım 4.0’ı daha güzel anlamamızı sağlayacaktır. Bu vizyonla bu alandaki teknolojileri geliştirmek, mevcutları ise yaygınlaştırmak için var gücümüzle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Alışılmış tüm bu uygulamalar bize işgücü, vakit ve maliyet tasarrufu sağlarken, verimlilik ve performanstaki artışı da birlikteinde getiriyor. Ayrıyeten etrafın korunmasına da değerli katkı sağlıyor.”
Pakdemirli, 3. Tarım Orman Şurası’nda tarımda dijitalleşmenin odak noktalarında olduğuna dikkati çekerek dijital dönüşümü hızlandırmak için ağır uğraş harcadıklarını söylemiş oldu.
Tarım 4.0’ın 3 ana gayesi
Tarım 4.0 yaklaşımının tarım sistemlerine entegre etmenin ülke tarım potansiyelini kullanmada değerli bir modülünü oluşturduğunu anlatan Pakdemirli, Tarım 4.0’ın hedeflerini şöyle aktardı:
“Topraktan çatala tüm süreçlerde bilgi ve irtibat teknolojilerinin tarım bölümüne entegrasyonunu odağına alan bir yaklaşım olan Tarım 4.0’ın 3 ana emeli vardır. Bunlar, maliyetleri düşürmek ve randımanı artırmak, alan yahut hayvanı en küçük ölçekte yönetmek, beklentiye yahut pazara uygun üretim yapmaktır. Bu minvalde ziraî hizmetleri planlamak, yönetmek ve sunmak için bilginin kullanılma biçimini değiştirerek kaynakların daha faal ve verimli kullanılmasını sağlama ve bu sayede daha karlı, daha adil ve sürdürülebilir bir tarım sistemini mümkün kılma vizyonu doğrultusunda çalışmalarımıza taraf veriyoruz.”
Bu hedefle FAO’nun teknik ve finansman dayanağıyla Bakanlık uyumunda yürütülen “Ulusal E-Tarım Stratejisinin Geliştirilmesinin Desteklenmesi” isimli proje kapsamında strateji dokümanı oluşturduklarını söyleyen Pakdemirli, “FAO tarafınca desteklenen proje kapsamında üretilen bu doküman; Bakanlığımızın her ünitesinden uzmanlarımızın ve ilgili tarafların en yetkili 46 şahsının iştiraki ile 1,5 yılda üretilmiş ulusal 5 yıllık bir yol haritasıdır.” dedi.
KAYNAK: AA
Okumaya devam et...