Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Kısmı’nda misyonlu Prof. Dr. Günay Çifci, önümüzdeki senelerda gaz hidratın güç alanında değerli bir rol oynayacağını, petrol ve doğal gazın önüne geçebileceğini tabir etti. Gaz hidratın güç alanında bir oyun değiştirici olarak görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Çifci, Türkiye’de 3 bin kilometrelik bir alanda en düşük ihtimalle 11 yıllık, en âlâ senaryo ile 55 yıllık gereksiniminin karşılayabilecek güç gaz rezervi olduğunu belirterek, Türkiye’nin bu bahiste varlıklı yataklara sahip olduğuna değindi.
‘İŞLETİLDİĞİ ANDA ONLARCA YIL GÜÇ KAYNAĞI OLACAKTIR’
Gaz hidratların işletilip ticari manada kullanılmasının güç alanında biroldukça dengeyi değiştirebileceğini tabir eden Prof. Dr. Çifci, “Gaz hidratlar, yakın geleceğin güç kaynağı olarak kabul edilmekte. Bu mevzuda hem petrol zengini ülkeler tıpkı vakitte petrol mahrumu ülkeler tarafınca milyarlarca dolara varan araştırmalar yapılmaktadır. Zira içerdikleri rezerv olarak ülkeler tarafınca işletildiği anda onlarca yıl yetecek güç kaynağı olarak öngörülmektedir. Bu bahisteki üretim teknolojileri bulunmuş, geliştirilmiş ve son ayarlamaları yapılmaktadır. 2023 yılından itibaren ticari olarak üretimi hedeflenmiştir. Ülkemizde de başta Karadeniz’de, Marmara’da ve Doğu Akdeniz’de rezervler vardır. Doğu Akdeniz’deki petrol ve gaz keşiflerindilk evvel gaz hidrat konusunda saptamalar yapılmıştır” dedi.
‘1 METREKÜP GAZ HİDRAT 164 METREKÜP DOĞALGAZ İÇERMEKTEDİR’
Gaz hidratın doğal gaza göre fazlaca daha verimli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çifci, “Gaz hidrat kıymetli bir güç deposudur. Bir metreküp gaz hidrat, 164 metreküp doğal gaz içermektedir. Bu bahiste bizim Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki bir takım, Devlet Planlama Teşkilatı aracılığıyla 2003 yılından bu yana bir jeofizik laboratuvar ve bilim koordinatörü kurdu. O yıldan itibaren bu hususta TÜBİTAK projeleri ve öbür projeler üretiliyor. Bu husustaki araştırmalarımız devam ediyor. Ülke olarak şu anda daha hayli bunun haritalandırması ve rezerv tespiti tarafında çalışmalarımız sürüyor. Birinci faz çalışmaları başarılı keşiflerle tamamlandı, ikinci ve üçüncü faza yönelik çalışmaların tamamlanması gerekiyor. Bu alanda çalışmalarımız devam ediyor” diye konuştu.
Gaz hidratların klâsik güç kaynaklarından daha çevreci olduğuna işaret eden Prof. Dr. Çifci, “Gaz hidratlar, güç alanında oyun değiştirici olabilir. Klasik olmayan güç kaynakları içerisinde değerli bir husustur. Değerli bir güç deposudur. Bu petrolden, doğal gazdan, kömürden, petrolden bir gecede kaçış olmayacaktır lakin global ısınma konusunda sera gazı daha avantajlı ve temiz” tabirlerini kullandı.
’55 YILLIK GEREKSİNİMİMİZİ KARŞILAYABİLECEK GAZ HİDRAT REZERVİ VAR’
Gaz hidratlar konusunda Türkiye’nin şanslı ülkeler içinde ve değerli rezervlere sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Çifci, şu biçimde konuştu:
“Bu bahiste 2003 yılında Devlet Planlama Teşkilatı dayanağıyla kurulan Türkiye’de tek, dünyada da sayılı laboratuvarlar içinde yer alan Deniz Jeofiziği Sismik Laboratuvarı kurulmuştur. Bu laboratuvarda bu husus incelenmekte. Doğal ki biz şunu söyleyebiliriz ki; ne petrol ne doğal gaz, yakın geleceğin güç kaynağının gaz hidratlar olabilme ihtimalinin çok yüksek olduğunu bilmekteyiz. Dünyadaki bütün araştırmalar da bunu gösteriyor. TÜBİTAK dayanağıyla yaptığımız bir projede yalnızca 3 bin kilometrekarelik bir alanda en düşük ihtimalle 11 yıllık en uygun ihtimalle de 55 yıllık gereksinimimizi karşılayabilecek gaz hidrat rezervi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İnanılmaz bir potansiyel olduğunu söylememiz gerekiyor.”
KAYNAK: DHA
Okumaya devam et...
‘İŞLETİLDİĞİ ANDA ONLARCA YIL GÜÇ KAYNAĞI OLACAKTIR’
Gaz hidratların işletilip ticari manada kullanılmasının güç alanında biroldukça dengeyi değiştirebileceğini tabir eden Prof. Dr. Çifci, “Gaz hidratlar, yakın geleceğin güç kaynağı olarak kabul edilmekte. Bu mevzuda hem petrol zengini ülkeler tıpkı vakitte petrol mahrumu ülkeler tarafınca milyarlarca dolara varan araştırmalar yapılmaktadır. Zira içerdikleri rezerv olarak ülkeler tarafınca işletildiği anda onlarca yıl yetecek güç kaynağı olarak öngörülmektedir. Bu bahisteki üretim teknolojileri bulunmuş, geliştirilmiş ve son ayarlamaları yapılmaktadır. 2023 yılından itibaren ticari olarak üretimi hedeflenmiştir. Ülkemizde de başta Karadeniz’de, Marmara’da ve Doğu Akdeniz’de rezervler vardır. Doğu Akdeniz’deki petrol ve gaz keşiflerindilk evvel gaz hidrat konusunda saptamalar yapılmıştır” dedi.
‘1 METREKÜP GAZ HİDRAT 164 METREKÜP DOĞALGAZ İÇERMEKTEDİR’
Gaz hidratın doğal gaza göre fazlaca daha verimli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çifci, “Gaz hidrat kıymetli bir güç deposudur. Bir metreküp gaz hidrat, 164 metreküp doğal gaz içermektedir. Bu bahiste bizim Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki bir takım, Devlet Planlama Teşkilatı aracılığıyla 2003 yılından bu yana bir jeofizik laboratuvar ve bilim koordinatörü kurdu. O yıldan itibaren bu hususta TÜBİTAK projeleri ve öbür projeler üretiliyor. Bu husustaki araştırmalarımız devam ediyor. Ülke olarak şu anda daha hayli bunun haritalandırması ve rezerv tespiti tarafında çalışmalarımız sürüyor. Birinci faz çalışmaları başarılı keşiflerle tamamlandı, ikinci ve üçüncü faza yönelik çalışmaların tamamlanması gerekiyor. Bu alanda çalışmalarımız devam ediyor” diye konuştu.
Gaz hidratların klâsik güç kaynaklarından daha çevreci olduğuna işaret eden Prof. Dr. Çifci, “Gaz hidratlar, güç alanında oyun değiştirici olabilir. Klasik olmayan güç kaynakları içerisinde değerli bir husustur. Değerli bir güç deposudur. Bu petrolden, doğal gazdan, kömürden, petrolden bir gecede kaçış olmayacaktır lakin global ısınma konusunda sera gazı daha avantajlı ve temiz” tabirlerini kullandı.
’55 YILLIK GEREKSİNİMİMİZİ KARŞILAYABİLECEK GAZ HİDRAT REZERVİ VAR’
Gaz hidratlar konusunda Türkiye’nin şanslı ülkeler içinde ve değerli rezervlere sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Çifci, şu biçimde konuştu:
“Bu bahiste 2003 yılında Devlet Planlama Teşkilatı dayanağıyla kurulan Türkiye’de tek, dünyada da sayılı laboratuvarlar içinde yer alan Deniz Jeofiziği Sismik Laboratuvarı kurulmuştur. Bu laboratuvarda bu husus incelenmekte. Doğal ki biz şunu söyleyebiliriz ki; ne petrol ne doğal gaz, yakın geleceğin güç kaynağının gaz hidratlar olabilme ihtimalinin çok yüksek olduğunu bilmekteyiz. Dünyadaki bütün araştırmalar da bunu gösteriyor. TÜBİTAK dayanağıyla yaptığımız bir projede yalnızca 3 bin kilometrekarelik bir alanda en düşük ihtimalle 11 yıllık en uygun ihtimalle de 55 yıllık gereksinimimizi karşılayabilecek gaz hidrat rezervi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İnanılmaz bir potansiyel olduğunu söylememiz gerekiyor.”
KAYNAK: DHA
Okumaya devam et...