TÜSİAD Lideri Orhan Turan, Türkiye’nin yüksek enflasyon ve döviz gereksinimi sarmalından kurtulamadığını belirterek, büyüme uğruna enflasyonla uğraşın bırakılmaması gerektiğini söylemiş oldu. Enflasyonla uğraş başta olmak üzere TÜSİAD olarak teklifleri paylaşmaya devam edeceklerini tabir eden Turan, ‘Anadolu buluşmaları’nı da artıracaklarını vurguladı.
Bloomberg HT’ye konuk olan TÜSİAD Lideri Turan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyleki:
ÖNGÖRÜSÜZ BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ: Pandemi, savaş ve global tedarik zincirinin kırılması bizi olumsuz etkiliyor. Para siyasetleri olmak üzere, besin ve güç güvenliği, iklim değişikliği kaynaklı riskler var. Öngörüsüz bir müddetçten geçiyoruz. Kırılganlığımızı en aza indirmemiz lazım.
KREDİLER SERMAYE İŞLETMESİNE GİDİYOR: Emtia ve güç meblağlarının artması ile önemli işletme sermayesi gereksinimleri doğdu. Örnek datayım ben 90 ay vade ile alıyordum artık peşin istiyorlar. Doğal olarak daha fazlaca paraya gereksinimim var. Kredilerin de büyük çoğunluğunun şirketlerin işletme sermayesine gittiğini düşünüyorum.
TURİZM BEKLENENİ GETİRMEYECEK: Değerli bir döviz borcumuz var. Dış kaynağa da gereksinimimiz var. Diğerlerinin tasarrufunu ithal ediyoruz zira büyümek için gereksinimimiz var. Bu senede 30-40 milyar civarında cari açık öngörülüyor. Turizm gelirleri bekleneni getirmeyecek. Değişimlere ahenk sağlamaya çalışıyoruz.
MİNİMUM FİYATA DAYANAK DÜZENLEMESİ DÜŞÜNÜLMELİ: (Asgari fiyatta artış tartışması) Kimi şirketler geçen sene ağustos/eylül aylarında dayanak manasında kimi düzenlemeler yaptı. İş barışı açısından da bunu düşünmemiz, çalışanları enflasyona ezdirmeden bu süreci bir arada geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yüzde 60’ın üzerinde enflasyonun olduğu bir yerde yapılması gereken yapılmalı. Bu bahis hakkında hükümetle görüşmeyi düşünüyoruz. (EKONOMİ SERVİSİ)
Okumaya devam et...
Bloomberg HT’ye konuk olan TÜSİAD Lideri Turan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyleki:
ÖNGÖRÜSÜZ BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ: Pandemi, savaş ve global tedarik zincirinin kırılması bizi olumsuz etkiliyor. Para siyasetleri olmak üzere, besin ve güç güvenliği, iklim değişikliği kaynaklı riskler var. Öngörüsüz bir müddetçten geçiyoruz. Kırılganlığımızı en aza indirmemiz lazım.
KREDİLER SERMAYE İŞLETMESİNE GİDİYOR: Emtia ve güç meblağlarının artması ile önemli işletme sermayesi gereksinimleri doğdu. Örnek datayım ben 90 ay vade ile alıyordum artık peşin istiyorlar. Doğal olarak daha fazlaca paraya gereksinimim var. Kredilerin de büyük çoğunluğunun şirketlerin işletme sermayesine gittiğini düşünüyorum.
TURİZM BEKLENENİ GETİRMEYECEK: Değerli bir döviz borcumuz var. Dış kaynağa da gereksinimimiz var. Diğerlerinin tasarrufunu ithal ediyoruz zira büyümek için gereksinimimiz var. Bu senede 30-40 milyar civarında cari açık öngörülüyor. Turizm gelirleri bekleneni getirmeyecek. Değişimlere ahenk sağlamaya çalışıyoruz.
MİNİMUM FİYATA DAYANAK DÜZENLEMESİ DÜŞÜNÜLMELİ: (Asgari fiyatta artış tartışması) Kimi şirketler geçen sene ağustos/eylül aylarında dayanak manasında kimi düzenlemeler yaptı. İş barışı açısından da bunu düşünmemiz, çalışanları enflasyona ezdirmeden bu süreci bir arada geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yüzde 60’ın üzerinde enflasyonun olduğu bir yerde yapılması gereken yapılmalı. Bu bahis hakkında hükümetle görüşmeyi düşünüyoruz. (EKONOMİ SERVİSİ)
Okumaya devam et...