Parkinson Hastalığının Nedenleri

Bakec

New member
Parkinson Hastalığının Nedenleri
Kalıtsal yatkınlık, çevresel toksinler ve yaşlanmanın katkılarıyla büyük olasılıkla multifaktöriyel olduğu düşünülür. Beyin hücreleri rejenere olamadıklarından ve sıklıkla büyük miktarda enerjiye ihtiyaç duyduklarından, zarar verici ajanlara karşı çok hassastırlar. Tüm insanlarda, yaşamları boyunca dopaminerjik nöronlar yavaş bir şekilde azalma gösterir. Dopaminerjik nöronların %60-65’nin kaybı sonucu striatal dopamin seviyesinin %80-85 oranında azalmasıyla Parkinson hastalığının klinik belirtileri ortaya çıkar. 80 yaşın üzerinde %1-2 oranında Parkinson hastalığı saptanır. Bu hücrelerin ölüm oranı ve hızının bazı insanlarda artmış olmasının nedeni; genetik faktörler, viral epidemiler ve çevresel toksinlerdir. Genetik faktörler sıklıkla genç hastalarda saptanır. İki gen defekti, hastalığın ortaya çıkışıyla ilintili bulunmuştur; alfa sinonüklein ve parkin. Bununla beraber, Parkinson hastalığı sıklıkla ailesel değil sporadiktir. Diğer genetik faktörler, mitokondrial DNA defektleridir ki bunlar enerji üretiminde ve maternal geçişde bozulmalardır. Mitokondrial hasarlanma kişinin yaşamı boyunca birikir ve enerji eksikliğine yol açarak nöron ölümüne neden olur. Genetik ve biyokimyasal veriler ışığında genetik ve/veya çevresel nedenlerle hasara uğrayan ubiquitin-proteozom sisteminin, Parkinson hastalığının patogenezinden sorumlu ana mekanizma olduğu düşünülmektedir. Ubikütin/proteozom sistemi, hücredeki protein yıkımı faaliyetinin önemli bir kısmından sorumludur. Bu sistemin herhangi bir şekilde sekteye uğraması hücrede stres yaratmakta, bu da bir takım patolojik olayları tetiklemektedir.
 
Üst