Murathan Mungan Kimdir? Murathan Mungan'ın Hayatı ve Eserleri

Adanali

Member
Murathan Mungan, son dönem Türk Edebiyatı'nın önde gelen yazarlarından biridir. Türk Edebiyatı'na katkısı olan yazarların önde gelenlerindendir. Edebi alanda birçok türde eser vermiştir. Peki Murathan Mungan Kimdir? Murathan Mungan'ın Hayatı, Murathan Mungan'ın Eserleri, Murathan Mungan'ın Şiirleri, Murathan Mungan'ın Edebi Kişiliği ve Murathan Mungan Kitapları sizler için hazırladığımız bu yazımızda yer vereceğimiz başlıklar.

Murathan Mungan Kimdir? Murathan Mungan'ın Hayat Hikayesi
Murathan Mungan, 21 Nisan 1955’te İstanbul’da doğmuştur. Babası tanınmış bir avukat olan İsmail Mungan, annesi ise Muazzez Hanım’dır. Murathan Mungan’ın doğumunun ardından babası onu Mardin’e getirmiş ve burada üvey annesi Habibe Hanım tarafından büyütülmüştür. İlk gençlik yıllarına kadar hayatının büyük bir kısmı Mardin’de geçmiştir. Babasının işleri nedeniyle zaman zaman Urfa, Ankara ve Kızıltepe’ye de gitme fırsatı bulmuştur. Bununla birlikte üvey annesi Habibe Hanım’ın memleketi Tokat Reşadiye’de de bir süre bulunmuştur. Mardin’in tarihten gelen havasının onun kişiliğinin ve zihin dünyasının oluşmasındaki yeri yadsınamaz. Paranın Cinleri adlı kitabında Mardin’e dair şu satırları ifade etmektedir: "Mardin, Türkiye’nin güneydoğusunda ülkenin en eski kentlerinden biri. Gökyüzüne komşu bir kalenin eteklerine kurulmuş bir taşkent. Ben orada doğdum. Orada büyüdüm. Orada öldüm. Ondan sonrası bütünüyle kendi içimde çıktığım uzun bir yolculuktur. Bazı şairler, bazı yazarlar ‘memleketlerini’ düşündürürler. Çocukluğun altın çağı ile yazarlığın altın çağı arasında hep bir ilişki kurmuşumdur. İnsan ömrünü tamamlanmış bir bütün olarak görüp, yalnızca çocuklukla açıklamıyorum elbet, ama gene de kundağın, beşiğin sallandığı yeri önemsiyorum. Önemini sonradan anladığım, okunmuş kitaplar, edinilmiş bilgilerden sonra dönüp de anlamlandırdığım bir yer değil Mardin. Bir nostalji sevgisi hiç değil. Başından beri nasıl bir yerde olduğumu, nasıl bir yerde yaşadığımı biliyordum. Mardin, benim için sızılı çağrışım. Hem derin bir yurtsama: Çocukluğum, ilkgençliğim, ilk aşkım; yeniyetmeliğin, dünyayla yüzleşmenin ilk sarsıntıları; ıskalanmış zaman parçaları, teğet geçmiş olanaklar, toyluğun sarsak adımları. Öte yandan o gün bugün, hep onu yazdığım halde, bir türlü yazamadığım bir ‘şey’: Mardin. Bir ‘yazı’ nesnesi"

Tek çocuk olması onun rahat ve özenli bir çocukluk geçirmesini sağlamıştır. Babasının işi gereği de bilinen bir çevrede yaşamasını sağlamış, ailedeki maddi tutarsızlıklar ve on yedi yaşında gerçek annesinin kimliğini öğrenmesi onun sarsılmasına yol açmıştır. Yaşadığı tüm bu olayların eserlerine yansımalarını görmek mümkündür.

Mardin Lisesi’nde ortaöğrenimini tamamladı. Sonrasında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü bitirerek aynı bölümden yüksek lisans derecesi almıştır. Ankara’da Devlet Tiyatroları’nda ve İstanbul’da Şehir Tiyatroları’nda “Dramaturg” olarak çalıştı. 1987’de günlük gazete olarak yayımlanan Söz gazetesinde, “Kültür-Sanat Sayfası” editörlüğü yaptı. 1991’de Remzi Kitabevi’ne “Çilek” amblemli kırk kitaplık özel bir koleksiyon dizisi hazırlayarak bu diziyi yönetti. 1988’ten beri serbest yazar olarak çalışmakta ve uzun yıllardır İstanbul’da yaşamaktadır.

Mungan, çeşitli dergi ve gazetelerde şiirler, öyküler, metinler, deneme, eleştiri ve incelemeler yayımlayarak adını duyurdu. İlk kitabı 1980’de yayımlandı. Aynı zamanda ilk oyunuydu bu: Mahmud ile Yezida. Şehir Tiyatroları’nda çalışırken, “Gençlik Günleri” adını verdiği daha sonra her yıl tekrarlanacak olan kapsamlı bir şenliğin yöneticiliğini yaptı; programlar sundu, yönetti.

Murathan Mungan’ın sahnelenen ilk oyunu, Orhan Veli’nin şiirlerinden kurgulayarak oyunlaştırdığı Bir Garip Orhan Veli’dir. İlk kez 1981’de sahnelenen bu oyun, yirmi küsur yıl boyunca sahnelendi ve 1993’te kitap olarak basıldı

Yazarın Mezopotamya Üçlemesi adını verdiği ve üç oyundan oluşan üçlemesinin ilk oyunu Mahmud ile Yezida yurt içinde ve yurt dışında birçok topluluk tarafından sahnelendikten sonra, profesyonel olarak ilk kez 1993’te Ankara Devlet Tiyatroları tarafından oynandı. Üçlemenin ikinci halkası olan Taziye ise ilk olarak 1984’te Ankara Sanat Tiyatrosu tarafından sahnelenmiştir. 1992’de, halkanın üçüncü oyunu olan Geyikler Lanetler’in tamamlanmasıyla birlikte, Metis Yayınları, üçlemeyi oluşturan bu oyunları, üç ayrı kitap olarak aynı anda yayımlamıştır. 1994’te bu üç oyun bir yıl boyunca Devlet Tiyatroları tarihinde ilk kez olmak üzere arka arkaya Antalya Devlet Tiyatroları tarafından sahnelenmiş, gene aynı yıl İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali’nde, üç oyun ardı ardına tam “on bir saat süren bir gösteri” olarak iki kez tekrarlanmıştır. 1999 yılında Ankara Devlet Tiyatroları yapımı Geyikler Lanetler, aynı yıl Berlin’de, uluslararası bir tiyatro şenliği olan “Theater der Welt”e çağrılmış ve Schaubühne’de gösterilmiştir. Aynı oyun 2003 yılında Yunanistan’da Selanik Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenmiştir.

Geyikler Lanetler oyununa kaynaklık eden yazarın Cenk Hikâyeleri adlı kitabındaki “Kasım ile Nasır” adlı öyküsü, 1994’te İtalya’da “La Mamma Umbria”da sahnelenmiştir. Aynı öykü 2004’te farklı bir yorumla Diyarbakır Sanat Merkezi tarafından sahnelenmiştir. Yine aynı kitapta yer alan “Şahmeran’ın Bacakları” adlı uzun hikâyesi de çeşitli topluluklar tarafından sahneye uyarlanmıştır.

Yazarın Lal Masallar adlı öykü kitabındaki “Muradhan ile Selvihan ya da Bir Billur Köşk Masalı” adlı öyküsü, 1987’de, ilk olarak Fransa’da, Lulu Menase yönetiminde Théâter Des Arts de Cergy-Pontoise’da, ardından Nurhan Karadağ yönetiminde Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü Sahnesi’nde sahnelenmiştir. Aynı öykü, Amerika’da Penguen Books’un “Dünya Hikâyeleri Antolojisi”ne seçilmiştir. Bosna-Hersek’te yayımlanan Türk öykücülerini içeren bir seçkideyse bu öykünün Boşnakça çevirisi yer almıştır.

Yazarın yine Cenk Hikâyeleri kitabında yer alan “Binali ile Temir” adlı bir diğer öyküsü, 1991’de Ankara Deneme Sahnesi tarafından, 1999’da ise Adana Tiyatro Atölyesi tarafından sahnelenmiştir.

2000’de yazarın bir öyküsü daha sahneye aktarılmış, bu kez de Beşinci Sokak Tiyatrosu, “Dumrul ile Azrail”i, İstanbul Festivali’nden sonra, dünyanın önemli tiyatro festivallerinde, Avusturya, Almanya ve Tunus’un yanı sıra Hollanda’nın çeşitli kentlerinde sahnelemiştir.

2003 yılında Kopenhag’daki “Bette Nansen Theater”da, yazarın “Sayfadaki Gibi” adlı kısa oyunu, bazı Doğulu yazarları bir araya getiren ortak bir proje olan “Bin Bir Gece” içinde yer almış, aynı oyun 2005 yılında İngiltere’de “1001 Nights now” adıyla Nottingham Playhouse’da sahnelenmiştir.
 
Üst